top of page

HABERLER

Uluslararası Sinema Derneği

Taksim Sinema Buluşmalarında Ahmet Uluçay anıldı.

Sinemada Üretimin Önündeki En Büyük Engel: Ego Savaşları!

Uluslararası Sinema Derneği ve Taksim Camii Vakfı tarafından düzenlenen Taksim Sinema Buluşmaları’nda bu ay ödüllü yönetmen Ahmet Uluçay’ın anlatıldığı, yurtiçi ve yurtdışında birçok festivalde ödüller alan ‘Ardında Kalanlar’ belgeselinin gösterimi ve ardından filmin yönetmeni Nuray Kayacan ile Hilal Çelenk moderatörlüğünde bir söyleşi gerçekleşti.

Söyleşinin moderatörlüğünü üstlenen usta senarist Hilal Çelenk açılış konuşmasında belgesele dair şu notları düştü: “Belgesel, Uluçay’ın hayatına dair yapboz parçalarını doldurur nitelikte ilerliyor. Karşımıza çıkan her hayatla birlikte biz Uluçay’ı tamamlamaya başlıyoruz içimizde. Uluçay’ın en büyük destekçilerinden birisi olan eşi Ayşe Uluçay ile birlikte mücadeleyi görüyoruz. Belgeselin akışında misafir olduğumuz hayatları izlerken ise tanık olduğumuz şey doğallık. Kamera yokmuş gibi, unutulmuş gibi. Sanki Ahmet Uluçay’ın gözünden ardında bıraktıklarını izliyoruz. Aslında yaşadığı hayata, tam da Uluçay’ın içinde taşıdığı sanat aşkıyla birlikte sanatsal sahnelere tanık oluyoruz.” 

 

Nuray Kayacan, ‘Ardında Kalanlar’ın ilk filmi olduğunu ve bütçesiz çektiğini,  filmin her aşamasında tıpkı Ahmet Uluçay gibi çok zorlu bir süreçten geçtiğini belirtti. Filmi yapma isteği uyandıran duygunun seyirciye geçmesinin en büyük ödül olduğunu söyleyen Kayacan; “Kimsenin anlayamayacağı bir aşkla, tutkuyla ve yine kimsenin anlayamayacağı aksilik ve yokluklara rağmen, yaşama sinemayla tutunacakları bir serüveni görüyoruz onun hayatında. İnsanın anlaşılma ve değer görme isteğinin en bariz örneklerinden biri. Onun hikâyesi asında hepimizin iç dünyasın ayna tutuyor.” şeklinde konuştu.

 

Yakın zamanda kaybettiğimiz duayen sinemacı Safa Önal’ın da anıldığı gecede, Safa Önal’ın; “Keşke ‘Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak’ ı daha önce çekseydi de daha önceden öncülük etseydi.” sözleriyle gösterdiği erdem üzerinden, sinemada ego savaşlarının üretimin önündeki en büyük engel olduğunun altı çizildi.

 

 

TÜRK SİNEMASININ BİLGE YÖNETMENİ: AHMET ULUÇAY KİMDİR?

 

Kütahya'nın Tavşanlı ilçesine bağlı Tepecik köyünde 2 Aralık 1954'te dünyaya gelen, ilkokulu bitirdikten sonra bir süre çobanlık yapan ödüllü yönetmen ve senarist Ahmet Uluçay, inşaat işçiliği, kamyon şoförlüğü, hamallık ve tavukçuluk gibi çeşitli işlerde çalıştı.

 

Uluçay, köylerine gelen gezici bir film ekibi sayesinde sinemayla tanıştı, 12 yaşındayken arkadaşı İsmail Mutlu ile sinema makinesi yaptı. Topladığı kopuk film parçalarıyla köy halkına küçük gösterimler yapan Uluçay, arkadaşları İsmail Mutlu ve Şerif Akarsu ile ‘Tepecik Köyü Arkadaş Sinema Grubu’nu kurdu.

 

Usta yönetmen, sinemanın yanı sıra edebiyatla da ilgilendi. Tavşanlı'daki yerel bir gazetede yazarlık da yapan yönetmen Uluçay, 1978'de sadece tek sayı basılan bir edebiyat dergisi çıkardı. Uluçay, ömrünün son zamanlarına kadar yaşamını sürdürdüğü Tepecik köyünde, ‘Şair Ahmet’ olarak anıldı.

 

KÖYLÜ YÖNETMEN OLARAK BİLİNİYORDU

 

Sinema dünyasında ‘köylü yönetmen’ olarak tanınan Uluçay, kendisini "Ben köylü yönetmen değilim, köyde yaşayan bir yönetmenim" diyerek tanıttı.

 

Filmlerini zor şartlar altında çeken yönetmen Uluçay, yaptığı çeşitli işlerde iflas ettikten sonra sinemada başarıyı yakaladı.

 

Ahmet Uluçay, ilk kısa filmi ‘Optik Düşler’i 1993'te aldığı eski bir kamerayla çekti. Daha sonra ‘Koltuk Değneklerinden Kanat Yapmak’, ‘Bizim Köyün Orta Yeri Sinema’, ‘Minyatür Kosmos'da Rüya’, ‘İnci Deniz Dibinde’, ‘Epilectic Film’, ‘Uzun Metrajın Resmi’, ‘Exorcise’ ve ‘Kaza’ adlı filmlere imza atan Uluçay, eserleriyle birçok önemli ödüle layık görüldü.

 

Uluçay, 2007'de başladığı ‘Bozkırda Deniz Kabuğu’ filmine sağlık sorunları nedeniyle devam etme imkânı bulamadı.

 

Beyin tümörü teşhisiyle kaldırıldığı hastanede tedavi görürken zatürreye yakalanan iki çocuk babası Uluçay, 30 Kasım 2009'da, 55 yaşındayken vefat etti.

bottom of page